
Aynı gün, İzmir’e geçmek için bindiği vapurda, dalgaların hırçın sesleri arasında şairin yüreğinden ilk dizeler dökülmeye başlar:
“Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız”
Attila İlhan, şiirin doğuşunu şöyle anlatır:
“12 Mart sonrası, kederle dolu günlerdi. Radyoda Denizler’in idam edildiğini duyduk. Karşıyaka’dan İzmir’e vapurla giderken deniz çalkantılı, gökyüzü simsiyah ve alçalmıştı. Acı bir rüzgarın ortasında ilk mısra aklıma düştü. Vapurda sessiz bir köşede mısraları yüksek sesle tekrarladım. Rıhtımda yürürken de bu dizeler dilimde dolandı.”
Şiir, kaybolan genç fidanların anısına devam eder:
“Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karardı...”
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/o-mahur-beste-calar-mujgan-la-ben-aglasiriz-p171026
Kaynak: SACITASLAN.COM