Eyüp Doruk, markaların artık veriyi yalnızca performans metrikleri için değil, müşterilerle güven ilişkisi kurabilmek adına kullanması gerektiğini belirterek şu açıklamada bulundu:
“Veri yönetimi, teknik bir süreç olmaktan çıktı. Artık tüketiciler verilerinin kimde, nasıl ve ne amaçla kullanıldığını sorguluyor. Bu noktada markaların sorumluluğu büyük. Şeffaflık, izinli veri toplama ve kişisel bilgilerin güvenliği, sadece yasal zorunluluk değil, marka sadakatinin temeli. Şirketler, bu güveni sağlayabildikleri ölçüde sürdürülebilir büyüme elde edebilir. Asıl fırsat, birinci taraf verilerde yatıyor. Kullanıcının kendi izniyle paylaştığı bu veriler, doğru analiz edildiğinde hem daha doğru içerik sunmayı sağlıyor hem de müşterinin özel hissetmesini, markaya daha güçlü bağlanmasını mümkün kılıyor.”
‘YAPAY ZEKA VE İNSAN GÜCÜ SÜREÇLERİ KESİNTİSİZ HALE GETİRİYOR’
Doruk, “Bugün tüketici sadece bir ürün veya hizmet satın almıyor; kendine değer verildiğini, ihtiyaçlarının anlaşıldığını ve zamanının önemsendiğini hissetmek istiyor. Hiper-kişiselleştirme dediğimiz şey tam da bu. Gerçek zamanlı davranış verilerine, lokasyona, zamana ve bağlama göre saniyeler içinde özelleştirilmiş içerik sunmak. Bu yetenek, bir markanın dijitalde öne çıkmasında belirleyici rol oynuyor. Satın alma motivasyonunu artırıyor ve markayla duygusal bağı güçlendiriyor” diye konuştu.
Doruk, “Tüketici, teknik özellikleri değil, o ürünün hayatında neyi değiştireceğini de duymak istiyor. Bu yüzden bir markanın anlatacağı hikayenin, müşterinin kendi yaşamına yansıması gerekiyor. Basit bir alışverişin bile bir anlam taşıması, tüketici kararlarında belirleyici hale geliyor. Öte yandan, tüketiciler artık anlık çözümler bekliyor. Sosyal medya mesajları gibi kanallardan 7gün 24 saat erişilebilir olmak, artık lüks değil zorunluluk. Yapay zeka destekli sohbet sistemleri, basit sorunları saniyeler içinde çözebiliyor, öneri sunabiliyor, hatta ödeme alabiliyor. Karmaşık durumlarda ise gerçek insan desteği devreye girerek bütün süreci kesintisiz ve akıcı hale getiriyor” ifadelerini kullandı.
‘DİJİTALLEŞMEK ARTIK REKABETTE GÜÇLÜ KALMAK ANLAMINA GELİYOR’
Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) bu dönüşümdeki yerini vurgulayan Doruk, “Bugün dijital araçlar sayesinde küçük işletmeler de büyük markalarla aynı sahada rekabet edebiliyor. Yapay zeka, otomasyon, veri analitiği gibi araçlara erişim artık çok daha demokratik. Bu da KOBİ’lerin büyümesini hızlandırıyor ve yeni istihdam alanları yaratıyor. Zira dijitalleşme sadece büyüme değil, krizlere karşı direnç kazanmak, değişime ayak uydurmak ve rekabette güçlü kalmak anlamına geliyor. Ben de bu vizyonu, Bright Future Consultancy Inc. çatısı altında küresel ölçekte hayata geçiriyorum” dedi.
Doruk son olarak şunları söyledi:
“30 yıllık iş hayatımda zaman yönetimi, Ar-Ge süreçleri, özel etiket üretim ve satın alma gibi birçok alanda deneyim kazandım. Performans değerlendirme, çalışan eğitimleri ve dijital sistemlerin geliştirilmesiyle ekip verimliliğini artırdım. Süreçleri optimize ederken, sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk projelerine de önem verdim. Amacım her zaman hem iş süreçlerine hem de insanlara değer katmak oldu.”
DHA
Kaynak: SACITASLAN.COM

