Gündem

Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 51. yıl dönümü

Tarih 20 Temmuz 1974... Bülent Ecevit, ‘Ayşe Tatile Çıksın’ parolasıyla Kıbrıs harekatını duyurdu. Dönemin tanıkları Derviş Eroğlu ve kızı o günleri anlattı.

Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 51. yıl dönümü
20-07-2025 08:07

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit, 20 Temmuz 1974 sabahı saat 06.20’de, “Biz savaş için değil, barış için ve yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz” diyerek dünyaya duyurduğu Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 51 yıl geçti. Harekatın parolası, dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızı Ayşe Ayata’dan esinlenilerek, “Ayşe Tatile Çıksın’’ olarak belirlenmişti. İki ayrı harekat ile KKTC’nin bugünkü sınırları çizildi. 498 asker, 70 mücahit, 1672 sivil vatandaş şehit oldu. O zorlu günlerin tanıkları arasında KKTC’nin 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ile kızı ve bugünün Gazimağusa Milletvekili Resmiye Eroğlu Canaltay da vardı. Eroğlu ve Canaltay, 20 Temmuz’da yaşadıklarını Sözcü Gazetesi’nden Emin Özgönül'e anlattı.

‘KATLİAM BAŞLADI...’

Derviş Eroğlu: “20 Temmuz sabahı 06.00’da uyandım ve Rauf Denktaş beyin harekatı haber veren radyo anonsunu duydum, hemen doktor olarak görevli olduğum Mağusa Hastanesi’ne koştum. Rumlar katliama başladı, hastaneye yaralılar, şehitler geliyordu. Bir yandan ameliyat yapıp diğer yandan da ailelere çocuklarının şehit haberlerini vermek zorunda kaldım, çok zor günlerdi. Bizi ayakta tutan ve heyecanlandıran ise Türk uçaklarının sesiydi. İlk harekat sonrası ateşkes ilan edildi ama yeni bir harekat olacağından emindim. İkinci harekat ile birlikte Mağusa da kurtuldu. Türkiye 1974’de müdahale etmese, Rumların Akritas planı çerçevesinde adada tek bir Türk kalmazdı. EOKA darbesi ve Rumların ana amacı da Kıbrıs Türkünü tamamen ve topluca imha etmekti.”

‘ZİNDANLARDA SAKLANDIK’

Resmiye Eroğlu Canaltay: “O dönem 13 yaşındaydım. Denktaş bey harekatın başladığını açıklayınca anne ve babalar çocuklarına en güzel kıyafetlerini giydirdi, hepimizin eline Türk bayrakları verdiler. Türk askerini karşılayacaktık. Babam, ‘Savaş başladı, saklanın’ diyerek bizi geri çevirdi. Rumlar Maraş bölgesindeki binaların üzerine uçaksavarlar yerleştirmiş, her yere ateş ediyordu. Biz de Mağusa Kalesi’nin altındaki sığınak ve zindanlara saklandık, günlerce orada kaldık. Yiyecek ve su çok azdı. Sürekli bombalar patlıyordu. Babam gece gündüz hastanedeydi, ameliyat yaparken hastaneye de bombalar düştü. Sonra Türk uçakları Rum mevzilerini imha etti ve ikinci harekat ile askerimiz bölgeye hakim oldu, büyük sevinç yaşadık. Türk askeri gelmese biz de Muratağa, Atlılar ve Sandallar köyleri gibi katliama uğrayacaktık. Aradan 51 yıl geçti çok zor dönemler yaşadık ve acıları içimize gömdük.”

SAMPSON DARBESİ

Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974 günü Rum EOKA terör örgütü lideri Nikos Sampson darbe yaparak Cumhurbaşkanı Makarios’u görevden uzaklaştırdı, adadaki Türklerin hayatı tehlikeye girdi. Türkiye garantör ülke sıfatı ile müdahale kararı aldı. 20 Temmuz sabahı Türk askeri Girne’ye havadan indirme ve denizden çıkarma yaptı. Savaş uçakları Rum mevzilerini bombaladı. Üç gün içinde Girne ve Lefkoşa’nın tamamı kontrol altına alındı ve ateşkes ilan edildi. Sampson görevi bıraktı, Yunanistan’da da askeri rejim sona erdi. Ancak Rumlar, Türk bölgelerine saldırılarını sürdürüp Muratağa, Atlılar ve Sandallar köylerinde toplu katliamlar yapınca, 14 Ağustos günü 2. Harekat başlatılarak Mağusa ve Lefke de alındı. Türkiye adanın yüzde 38’ine hakim oldu. Bugünkü sınırlar çizildi.

Bizi toplu mezara koyacaklardı

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutladı. Tatar, Kıbrıs’ta Rumların Türklere yönelik saldırıları ve katliamlarının BM ile İngilizler tarafından sadece seyredildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti: “Amaçları Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması ve Ada’daki Türklerin tamamen imha edilmesiydi. Türkiye’nin gelmediği bir ihtimalde tümümüzü birkaç gecede toplu mezarlara koyacaklardı.”

Emin ÖZGÖNÜL / Sözcü GAZETESİ

Kaynak: SACITASLAN.COM

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER