Toplumsal yaşamda önemli değişimler yaratan dijital dünyanın çocuk ve gençlere sosyal, fiziksel ve psikolojik açıdan olumsuz etkilerini çok yönlü değerlendirip, ülkede sürdürülebilir bir politika oluşturulması amacıyla Cumhuriyet Meclisi’nde çalışma başlatıldı.
Tüm vekillerin desteğiyle kurulan Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komitesi, yasal düzenlemelerin yapılması ve danışma sistemlerinin kurulmasının yanı sıra teknolojiyi öğrenme temelli, beceri odaklı, olumlu tutum davranışlarını geliştirme yönünde müfredat hazırlamayı amaçlıyor.
Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komitesi Başkanı Hasan Küçük, Haziran'ın ilk haftası bitirmeyi hedefledikleri komite raporunda yasal düzenlemeler, müfredat bacağı ve güvenilir danışma hatları konusunda bir çalışmanın ortaya çıkacağını söyledi. Bu bağlamda tüm paydaşların ana çerçeve üzerinde fikirlerini aldıklarını ifade eden Küçük, Millî Eğitim Bakanlığı, Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği, Evrensel Çocuk Hakları Derneği, KKTC Bilişim Derneği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, KKTC Telsim ve Kuzey Kıbrıs Turkcell’den temsilcilerle de bir araya gelerek, hareket ettiklerini vurguladı.
Hasan Küçük, çoğu zaman sanal ve gerçek dünya arasına sıkışan çocuklarını içinden geçtikleri teknoloji tünelinin yarattığı sonuçları hakkında farkındalıkları olmadığına işaret ederek, hedeflerinin bu konuya dair yasaların hazırlanması, ailelerin başvurabileceği sanal zorbalık danışma hattının kurulması, bağımlılıkla mücadele konusunda siber zorbalıkla alakalı bir mücadele komisyonunun oluşturulması ve ülkenin sanal zorbalık karnesinin çıkartılması olduğunu belirtti.
Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Oluşturulan Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komite Başkanı, Ulusal Birlik Partisi (UBP) Girne Milletvekili Hasan Küçük komitenin kuruluş süreci ve çalışmaları hakkında Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) bilgi verdi.
-“Ülkede sürdürülebilir bir politika oluşturulması önemli”
İnternetin 30 yıldan uzun bir süredir dünya genelinde kullanıldığını ifade eden Küçük, dijital dünyanın çocuk ve gençleri sosyal, fiziksel ve psikolojik açıdan etkilediğini, dolayısıyla bu etkilerin çok yönlü değerlendirilip ülkede sürdürülebilir bir politika oluşturulmasının önemli olduğunu söyledi.
Küçük, bir eylem planı oluşturmak ve kamuoyunda farkındalık yaratmak amacıyla 24 Haziran 2024’te ‘Dijital Dünyada Çocuk Hakları’ konusunda Cumhuriyet Meclisi’nde bir konuşma yaptığını ve tüm vekillerin desteğiyle Dijital Dünyada Çocuk Haklarına İlişkin Geçici ve Özel (Ad-Hoc) Komite’nin kurulduğunu dile getirdi.
Çocukların ve gençlerin güvenilir kaynaklardan yaşlarına uygun ve onları toplumsal olarak güçlendirecek dijital içeriklere ulaşmalarının önemli olduğunu söyleyen Küçük, kurulan komitenin bunları sağlamak amacıyla çalışma başlattığını kaydetti.
– “Diğer ülkelerin uygulamalarını inceledik”
Komite çalışmalarında farklı kurum ve kuruluşlardan görüş alarak ilerlemenin önemli olduğunu aktaran Küçük, Millî Eğitim Bakanlığı, Kıbrıs Türk Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Derneği, Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği, Evrensel Çocuk Hakları Derneği, KKTC Bilişim Derneği, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği, KKTC Telsim ve Kuzey Kıbrıs Turkcell’den temsilcilerle de bir araya gelerek, hareket ettiklerini aktardı.
Küçük, ayrıca çalışmaların ve yasaların devlet kurumlarından üniversitelere, derneklerden polise, hukukçulardan medyaya kadar tüm sosyal paydaşların fikirleri alınarak hazırlanacağını çünkü amaçlarının yasayı ve çalışmayı halkın sahiplenmesini sağlamak olduğunu dile getirdi.
Çalışmaların dünyadaki uygulamalarla paralellik taşıması için bu konuya dair diğer ülkelerin uygulamalarını incelediklerini de belirten Küçük, “Birleşmiş Milletler (BM) çocuk hakları komitesi dijital dünyada çocuklara ve gençlere nasıl davranılması gerektiğine dair 28 ülkede ortak kavram belgesi hazırladı. Bu belge 168 ülke tarafından destekleniyor.” dedi.
Söz konusu ortak kavram belgesinin her ülkenin kendi yerel kaynaklarına ve özel koşullarına göre hazırlandığına da dikkat çeken Küçük, bu nedenle komite çalışmalarında ülkenin kendi özel kavram belgesini yani politikasını belirleme yönünde uğraş verdiklerini aktardı.
-“Çocuklar değerler eğitiminden uzaklaştılar”
Hasan Küçük, KKTC’de çocukların özellikle değerler eğitiminden uzaklaştıklarını dile getirerek, “Çocuklarımız olumlu tutum ve değerlerini geliştirecek duyusal okuryazarlığını yeteri kadar geliştiremiyor.” dedi.
Çocukların dersleri öğrendiklerini ancak bu içerikleri yeteri kadar içselleştiremediklerini işaret eden Küçük, öğrenme alanının bilişsel, duyuşsal ve psikomotor olmak üzere üç çeşit olduğunu bilişsel alanda dersin akademik anlamda öğrenildiğini, duyuşsal alanda öğrenilen tutumun kullanıldığını ve psikomotor alanda ise öğrenilenlerin fizyolojik gelişimde adapte edilme becerisi olduğunu söyledi.
-“Çocuk hakları offline olamaz”
Hasan Küçük, çocuk ve gençlere dair bu çalışmaları çok önemsediklerini kaydederek, “Çocuk haklarını offline olamaz. Ben bunu şiar edindim. Çünkü her çocuk benim için değerlidir.” dedi.
Küçük, sanal zorbalık ile akran zorbalığının birbiri içine geçmiş konular olmalarına rağmen aslında her iki şiddetin birbirinden farklı olduğunu belirterek, sanal zorbalıkta kişilerin gerçek kimliklerini açık etmeden farklı kimlik örüntüleriyle dijital platformlarda zorbalık yaptıklarını, akran zorbalığında ise kimliğin belli olduğunun altını çizdi.
Konuşmasında, akran zorbalığını üç boyutta değerlendirmek gerektiğinin altını çizen Küçük, bunları zorbalığı yapan, zorbalığa maruz kalan ve zorbalığa seyirci kalan olarak sıraladı.
-“Her 10 öğrenciden 3’ü zorbalığa maruz kalıyor”
Hasan Küçük, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) raporuna göre, OECD ülkelerinde zorbalık içeren davranışların herhangi birine uğrayan öğrenci sayısı ortalamasının yüzde 20, Türkiye Cumhuriyeti'nde ise bu oranın yüzde 27 olduğunu ifade etti.
Küçük, şöyle devam etti:
“Kendi ekibimle yaptığım çalışmada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu oran yüzde 25 dolaylarındadır. Yani ülkede her 10 öğrenciden 2,5-3 öğrenci zorbalığa maruz kalıyor. Bu istatistik verileri çok ciddi. Danimarka 1998 yılında zorbalığın yüzde 40'dan fazla olduğu tespit edilmiş. 10 yıllık sistematik izleme ve müdahaleler sonucunda bu oran 2018 yılında yüzde 5’in altına indi.”
Birçok araştırmanın çocukluğunda akran zorbalığına maruz kalan ya da seyirci olanların ileriki yıllarda özgüven sorunu yaşadıklarını gösterdiğini söylen Küçük, bu çocukların daha sonra gerçek kimliklerini gizleyerek, farklı kimlik örüntüleriyle zorbalık yapabildiklerini ayrıca bu kişilerin sadece dijital platformlarda sanal zorbalık yapmadıklarını aynı zamanda örneğin trafikte kurallara uymama ya da trafik kazası gibi farklı suçlarda bulunabildiklerini de aktardı.
Dünya Polis Örgütü’nün suça teşkil eden kişilerinin sosyal yaşamı analiz sonuçlarının bu tezi desteklediğini dile getiren Küçük, ülkedeki suç unsurları arasından gelişigüzel (random) seçilen vakaların da aynı şekilde paralellik gösterdiğini kaydetti. Hasan Küçük, “Ülkemizde zorbalığa uğrayan kişiler özgüven sorunu yaşıyor, bu kişilerin yaşadıkları psikolojik travmalarının etkisiyle trafik kazalarında artış olduğu söylenebilir.” dedi.
-“Olumlu tutum davranış geliştirmeye yönelik müfredat”
Çocukların içinden geçtiği teknoloji tünelinin yarattığı sonuçları hakkında farkındalıkları olmadığını da aktaran Küçük, çocukların çoğu zaman sanal ve gerçek dünya arasına sıkıştıklarını ifade etti.
Küçük, komitenin amaçlarından birinin de teknolojiyi öğrenme temelli, beceri odaklı ve olumlu tutum davranışları geliştirme yönünde müfredat hazırlamak olduğunu belirtti.
Ders müfredatlarının düzenlenmesi aşamasında özellikle değerler eğitimi üzerinde duracaklarını işaret eden Küçük, bu sorunu teknolojiyi kullanarak çözeceklerinin altını çizdi. Çocukların dijital platformları kullanarak bilgi edindiklerini kabul etmek gerektiğini vurgulayan Küçük, ülkede geçen hafta düzenlenen Teknofest’i hatırlatarak, gençlerin orada sergilediği başarılı projeleri anımsattı.
Küçük, tüm bu çalışmaların sadece eğitimcilerle yapılamayacağını da söyleyerek, “Aile, okul ve çevre bizim en önemli kaynağımızdır. Bizim çocuklarımızın aile, okul, çevre üçgeni içerisinde özellikle değerler eğitimi açısından tutum ve davranışını geliştirecek her türlü çalışmaya öncelik vermemiz gerekiyor.” ifadesini kullandı.
-“Roblox, Türkiye’de yasak”
Dijital platformda gençlerin oynadığı Roblox oyununu örnek olarak veren Küçük, “Roblox diye bir oyun var. Bu oyun Türkiye’de belli yasalarla yasaklandı. Dünyada 17-18 ülkede daha yasaklandı. Ama bizim ülkemizde yasaklanmadı.” dedi.
Hasan Küçük, oyunun, ülkede yasal mevzuat olmaması nedeniyle yasaklanmadığına işaret etti.
-“Telefonlar birer dijital emzik”
Konuşmasında tüm bu düzenlenmelerin sadece yasaklamalarla olamayacağına da dikkat çeken Küçük, ailelerin doğru yönlendirmelerinin bu noktada gerekli olduğunu kaydetti.
Küçük telefonların dijital birer emzik olduklarına inandığını ve ailelerin de onları susturucu olarak kullandıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Çocuklar zaten oyun kültüründen uzaklaştı. Kaç tane çocuğumuz pirili, lingiri oynuyor? Bu arada, çocukların ille de sokaklarda oynamasına gerek yok. Dijital ortamda da oyun oynasınlar. Ama kültürel etkileşimle oynasınlar. İşte biz burada Bilgi Teknolojileri ve Haberleşme Kurumu (BTHK), Telsim ve Türkcell’le görüşüyoruz. Bu kuruluşlara çocukların dijital sosyalleşmelerini sağlamaları yönünde sorumluluk vereceğiz.”
Küçük, müfredattaki öğrenme çıktılarını dikkate alarak çocuklara yönelik dijital ortamlarda program, tanıtım ya da uygulama yapılabileceğini söyleyerek, “Mesela Kıbrıs yemekleri hakkında bir uygulama olabilir. İlkokuldaki çocuk toplamayı, çarpmayı, bölmeyi biliyor. Çocukların yaşlarına, sınıflarına göre dijital programlar hazırlanabilir. Çocukların dijital ortamdaki sürelerini bu tür alanlarda geçirmeleri sağlanabilir.” dedi.
Dijital platformlarda hazırlanacak bu programların çocukların ilgi alanları çerçevesinde çeşitlendirilerek oluşturulacağını kaydeden Küçük, söz konusu uygulamaların çocukların öğrenmesi gereken kültürel konular yanı sıra değerler eğitimini de kapsayacağını ifade etti.
Hasan Küçük, çocukların kendilerini ifade etme özgürlüklerinin kısıtlanmaması gerektiğini de vurgulayarak, “Çocuk kendini ifade edemediği zaman özgürlüğü sanal dünyada bulur. Ama çocuk sanal dünyayla gerçek dünya arasında sıkıştığında, maalesef kendini yalnızlaşmaya iter. O yalnızlıkta siber zorbalığa maruz kalabilir.” şeklinde konuştu.
-“Haziran'ın ilk haftası komite raporunu bitirmeyi hedefliyoruz”
Hasan Küçük, mayıs ayı bitmeden komitenin hazırladığı raporu Genel Kurul’a sunmak istediğini belirterek, “Yani Haziran'ın ilk haftası komite raporunu bitirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Raporda konu hakkındaki yasal düzenlemeler, müfredat bacağı ve güvenilir danışma hatları konusunda bir çalışmanın ortaya çıkacağını söyleyen Küçük, bu bağlamda tüm paydaşların ana çerçeve üzerinde fikirlerini aldıklarını ifade etti.