
'Terörsüz Türkiye' hedefi doğrultusunda kurulan Meclis komisyonu TBMM Tören Salonu'nda toplandı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un başkanlık ettiği toplantıya; AK Parti 21, CHP 10, DEM Parti 4, MHP 4, Yeni Yol 3, HÜDA-PAR 1, BBP 1, Yeniden Refah Partisi 1, DSP 1, TİP 1, DP 1, EMEP 1 üye ile katıldı. İYİ Parti ise komisyon toplantısına katılmadı. Açılışta konuşan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, "Milletlerin tarihinde öyle anlar vardır ki, yalnız o günü, o anı değil, milletlerin yarınlarını da şekillendirir. Bugün de öyle günlerden birindeyiz. Yarım asırdır milletimizin başına bela olmuş terör illetinden kurtulmak için tarihi bir dönüm noktasına gelindiğine hepimiz müşahede ediyoruz. Milletimiz geçmişte en zorlu dönemlerde nasıl birlik içerisinde kenetlenerek hareket ettiyse bugün de aynı inanç, kararlılık ve dayanışmayla bu sorunu çözecektir. Bu toplantı yalnızca komisyonumuzun yapacağı çalışmaların başlangıcı değil, aynı zamanda aziz milletimizin geleceğe dair umutlarını yeşertmesinin başlangıcıdır. Burada toplanmış olan komisyon sıradan bir heyet değil, yarınlarımızı onarma cesareti ve toplumsal bütünleşmeyi pekiştirme iradesi gösteren tarihi bir heyettir. Bu salonda milletin iradesini temsilen yeni bir dönemin başlangıcına şahitlik ediyoruz. Bu komisyon millet adına çözüme ulaştırılacak sorunların müzakeresi, üzerinde uzlaşılan teklif ve tavsiyelerin TBMM'ye iletilmesi ve bahse konu süreçlere millet adına vaziyet etmek için vardır. Komisyonumuz 10 yıllardır ülkemizin enerjisini tüketen ve kardeşi kardeşten uzaklaştırmaya çalışanların provoke ettiği bir meseleye yeni bir gözle bakma iradesinin yansımasıdır. Burada asli meselemiz hiç şüphesiz anayasa yazmak, hukuk reformu yapmak ya da tüm meseleleri bir anda çözmek değildir" ifadelerini kullandı.
'SÜREÇ, AZİZ MİLLETİMİZİN MESELESİDİR'
Terör örgütü PKK'nın fesih kararı aldığını hatırlatan Kurtulmuş, "Silahların tamamen susturulmasıyla başlayan süreç herhangi bir kişi, kurum ya da siyasi yapının değil, doğrudan doğruya aziz milletimizin meselesidir. Meclis komisyonunun kıymeti tam da buradadır. Bu komisyon toplumun tarihi dokusunu tahkim etmeye, kardeşliği kalıcılaştırmaya ve farklılıklarımızı zenginlik olarak kabul edip ortak yaşamı güçlendirmeye dönük bir çağrıdır. Esasında milletimizin arasındaki birlik, beraberlik ve kardeşlik duyguları toplumumuzun asırlar boyunca en önemli yapı taşlarından biri olmuştur. Küresel emperyalizmin böl-parçala-yönet politikalarının kirli aracı olarak kullanılan terör aparatları vasıtasıyla içimize suni bir şekilde sokulmaya çalışılan ayrılık fitnesine milletimiz hiçbir zaman itibar etmemiştir. Terör eylemlerinin ülkemize yaşattığı karanlık yıllar her bir yurttaşımızın ortak kaybı ve acısıdır. Terör bu topraklarda uzun yıllar boyunca sadece canlarımızı almadı, emeğimizi, umudumuzu ve ortak hayalimizi de çaldı. Cumhuriyetimizin 100 yıllık tarihinin yaklaşık 50 yılında enerjimizi içimizdeki karanlıkla boğuşarak geçirdik. Farklı terör örgütlerinin arkasına saklanarak yürütülen kirli oyunlar, ülkemizin güçlü, müreffeh, huzurlu bir ülke olma hedefinin önündeki en büyük engeli oluşturdu. Yalnızca terör örgütü değil farklı isimler ve maskeler altında birçok yapının ülkemizin önünü yıllarca kesmeye çalıştığına şahitlik ettik" diye konuştu.
'ORTAK ACILARIMIZI UMUDA ÇEVİRMEK İÇİN BURADAYIZ'
Kurtulmuş, Türkiye'nin yeni bir dönemin eşiğinde olduğunu ve yeni dönemde siyaset, düşünce ve vicdanın daha çok konuşulacağını belirtti. Kurtulmuş, "Evladını yitiren annenin, dükkanını kapatmak zorunda kalan esnafın, yaylasına çıkamayan köylünün ve kamu adına görev yaparken şehit olanların acısı hepimizin ortak acısıdır. Ortak acılarımızı ortak umuda çevirmek için buradayız. Uzunca yıllardır süren bu problem siyaseti ve devleti, güvenlikçi reflekslerle hareket etmeye mecbur bırakmıştır. Ancak artık güvenliğin yanı sıra özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin imkanlarını ve gücünü daha da yüksek sesle konuşmanın zamanı gelmiştir. Bu komisyonun bir diğer misyonu da budur. Birinci dünya savaşının ardından birbirinden kopartılan, aralarına tel örgüler çekilen halklar artık yeniden birbirlerini daha yüksek sesle duymayı hak ediyor. Attığımız her adım bu kadim coğrafyada barış ve kardeşliği tahkim etmeye yönelik olmalıdır. Bu çerçevede terörsüz Türkiye aslında açıkçası 'Terörsüz bir bölge' demektir" dedi.
'HERHANGİ BİR PAZARLIĞIN SONUCU DEĞİL'
Küresel ve bölgesel şartların kırılganlığına rağmen iç cepheyi tahkim etmeye çalıştıklarını kaydeden Kurtulmuş, Türkiye'nin istikrarının kurumsal ve siyaset aklıyla yürütüleceğini söyledi. Kurtulmuş, "Bilinmelidir ki şahit olduğumuz silah bırakma süreci, bir pazarlığın sonucu asla değildir. Milletimizin huzura, birliğe dair kararlılığın sonucudur ve bunun yansımasıdır. Gelişmeler; insanımızın emeğini ve vaktini çalan bir engelin ortadan kalkması istikametindedir. Eğer terör belasıyla uğraşmamış olsaydık, eğer bütçemizin önemli bir bölümünü yıllarca terörle mücadeleye değil, kalkınmaya ayırabilseydik, nice okullar, üniversiteler, hastaneler çok daha önceleri inşa edilebilirdi. Daha çok öğrenci, daha nitelikli eğitimde buluşur, daha çok insanımız sağlığa daha kolay ve hızla erişirdi. Bugünlerde ulaştığımız bu noktaya çok daha önceleri ulaşmamız mümkündü. Bugün iftihar ettiğimiz savunma teknolojilerimiz, helikopterlerimiz, uydularımız, milli savunma sanayide geldiğimiz bu seviyeye belki çok daha erken zamanlarda ulaşabilirdik. Fakat tüm bu kayıpların ötesinde en ağır bedel şüphesiz ki canla ödenmiştir. Manevi kayıplar unutulmaz acılarımızdır. Her biri ayrı bir ailenin ocağına düşen şehitlerimizin, her biri bir ömrü feda eden gazilerimizin acısı, canları pahasına bu vatanı savunan tüm kahramanlar bugün burada başlattığımız sürecin manevi mimarlarıdır" ifadelerini kullandı.
'BİLGİLENDİRME TBMM BAŞKANLIĞI TARAFINDAN YAPILACAK'
Kurtulmuş, komisyonda bulunan siyasi parti gruplarının toplumun yüzde 98'ini kapsadığını söyledi ve komisyonun yapacağı çalışmaların şeffaflık, açıklık ve çoğunlukla yürütüleceğini ekledi. Kurtulmuş, "Komisyon çalışmaları hakkında kamuoyunun ve basının bilgilendirilmesi yalnızca TBMM Başkanlığı tarafından yürütülecektir; çünkü süreci zehirleyebilecek ve provoke edecek açıklamalara itibar edilmemesini sağlamak da bu komisyonun başlıca görevlerinden birisidir. Onun için kamuoyunu zamanında basınımız vasıtasıyla da yerinde ve zamanında doğru bilgilenmek önceliklerimizden birisi olmalıdır. Bu komisyonda ele alacağımız konu, yani Türkiye'nin terörü bırakmasıyla birlikte ele alacağımız konular, herhangi bir siyasi partinin tek elinde olan konular değildir. Bu süreç Türk'ün de Kürt'ün de her kesimden yurttaşın ortak geleceğini ilgilendiren bir beka meselesidir. Dolayısıyla komisyonumuz müzakereci bir istişare organı olarak hareket edecektir. Bu zeminde farklı fikirlerin ve hissiyatların ortak akılda birleşmesini sağlayacak bir anlayışla çalışacağız. Komisyonun görev ve sorumlulukları arasında özellikle silah bırakma sürecinin millet adına takibi büyük önem taşımaktadır. Bu süreç hukuki çerçevesiyle, sosyal zeminiyle, siyasal diliyle dikkatle izlenmeli, yönlendirilmeli ve gerektiğinde öneriler sunulmalıdır" dedi.
'BİRLİĞİ VE KARDEŞLİĞİ KURMAK İSTİYORUZ'
Komisyonun terör örgütü PKK'nın silahlarını tamamen bırakmasıyla birlikte barışı kalıcı hale getirecek yasal düzenleme ve öneri hazırlama sorumluluğu bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, "Meclis'in manevi gücü, tarihsel tecrübesi ve temsili yapısı provokasyonlara karşı en güçlü kalkanımız olacaktır. Hiç şüphesiz provokasyonlar her zaman, her dönemde olabilir. İçeriden ve dışarıdan gelecek hamleleri bertaraf edecek en önemli unsur, çoğunlukçu demokratik yapımızdır. Bu yüzden çalışmalarımıza sadece siyaset kurumu değil, toplumun bütün kesimleri de dahil edilecektir. Kanaat önderleri, üniversiteler, hukuk camiası ve sivil toplum kuruluşlarımızın bu konulardaki katkıları kıymetli olacaktır. Basın; siyasi magazinden uzak, halkı doğru bilgilendirmekle, akademi; meseleyi soğukkanlı ve bilimsel bir çerçeveyle izah etmekle, sivil toplum; sahadaki ihtiyaçları dile getirmekle görevlidir. Hiç kimse dışarıda bırakılmamalıdır. Hiçbir fikir kenara itilmemelidir; çünkü biz bu milletin tamamını kapsayan birliği ve kardeşliği kurmak istiyoruz" diye konuştu.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşmasının ardından toplantıya 10 dakika ara verildi. Aranın ardından komisyon toplantısı devam etti.
YILDIZ: "ANAYASA HAZIRLAMAK GÖREVİ YOK"
Komisyonda siyasi parti temsilcileri konuşma yaptı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Devlet Bahçeli'nin adımlarıyla sürecin başladığını ve ardından sürecin devlet projesine dönüştüğünü söyledi. Yıldız, komisyonda yer alacak siyasi partilerin görüşlerini sunmasının önemli olduğunu belirterek, "Ülkemizin enerjisini sömüren, sosyal maliyeti gerçekten çok yüksek bir terör belasını tarihin çöplüğüne atmak için elimizde büyük bir fırsat var, bu fırsatı heba etmeyelim. Birbirimizi itibarsızlaştırmak yerine anlamaya çalışalım ve komisyonun değerli üyelerinin buna uyacağını umuyor ve bekliyorum. Bu komisyondaki görevimiz terörsüz Türkiye ile bağlantılı olarak bazı sorunların çözümü konusunda farklı görüşlerin kesişme noktalarını tespit ederek müşterek çözümler üretmektir. Askerimize, polisimize, korucumuza, öğretmenimize, şehidimize ve terör nedeniyle büyük bedel ödeyen masum insanlarımıza karşı sorumluluğumuzu biliyoruz. Toplumun tamamını kucaklayan, temel hak ve özgürlükler alanını genişleten, vatandaşların ülkeye aidiyetini ve devlete güvenini pekiştiren adımlar atılırken yeni bir dili de inşa edelim. Ayrıca bu süreç 2013-2015 tarihleri arasında ortaya konulan çözüm sürecinin 2024-25 versiyonu değildir. O süreç tekrarlanmıştır ve yeniden de canlandırılmayacaktır. Anılan dönemde çözüm sürecine katılanların görev yaptıkları faaliyetler nedeniyle idari ve hukuki bir tahribata uğramamak için 4 maddelik bir kanun maddesi hazırlanmış ve çıkarılmıştır. Bu kanun halen yürürlüktedir ancak bu dönemde benzer bir yasaya ihtiyaç yoktur. Yeni anayasa hazırlamak ve anayasanın bazı maddelerini değiştirmek gibi komisyonun bir görevi de yoktur" diye konuştu.
KOÇYİĞİT: "KALICI BARIŞ DEMOKRATİK ÇÖZÜM SÜRECİYLE MÜMKÜN"
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit ise Kürt sorununun güvenlikçi politikalarla çözülemeyeceğine dikkat çekerek, "Kalıcı barış meşru, kapsayıcı bir siyasal zemine oturan, demokratik bir çözüm süreciyle mümkündür. Öcalan'ın sorunların çözüm yolu olarak demokratik siyaseti referans göstermesi, demokratik siyasal yolların ve kanalların önemli olduğunu bir kez daha teyit etmektedir. DEM Parti olarak bizler halkların müzakere hakkını, eşit yurttaşlık temelinde ortak yaşamı ve demokratik cumhuriyeti esas alan bir çözüm anlayışını savunduk. Bundan sonra da savunmaya devam edeceğiz. Bu komisyonun da barışın dilini ve demokratik siyasetin zemini güçlendiren bir perspektifle çalışacağına olan inancımızı belirtmek istiyoruz. Bu çerçevede demokratik katılım yalnızca bireysel değil, kolektif hakları ve siyasal temsil imkanlarını da içermelidir. Katılım seçimde sınırlı kalmamalı, karar alma süreçlerine eşit erişim, yerinden yönetim, yerinden yönetimin güçlendirilmesi ve halkın iradesine saygıyı da içermelidir. Bugün halkın iradesiyle seçilen yerel yöneticilerin kayyım politikalarıyla görevden alınması yalnızca Kürt halkının değil, tüm yurttaşların demokratik haklarını sınırlandıran bir süreçtir. Aynı şekilde anadil hakkı da yalnızca pedagojik değil, varoluşsal bir meseledir. Anadilde eğitim kamu hizmetlerine erişim Kürt halkının eşit yurttaş olarak yaşamasının temelidir. Bu hakların güvence altına alınması kültürel çoğulculuğu esas alan bir hukuk düzenine geçiş için önemlidir" değerlendirmesinde bulundu.
EMİR: "MUHALİF KİŞİLERE DÜŞMAN HUKUKU UYGULANMAKTADIR"
CHP Grup Başkavekili Murat Emir, Kürt sorununa dair en yakıcı sorunların TBMM'de ele alınmasının önemli olduğunu aktardı ve sorunlara somut çözümler bulunabileceğini dile getirdi. Emir, "Çalışmalarımızda önem vermemiz gereken şey; toplumsal barışa katkı verecek çalışmaları yaparken şehit analarının ve gazilerin gözünün içine bakabilmemiz ve bu sorunun çözülmesinin ardından daha güçlü, demokratik, eşit, adil bir Türkiye'yi yaratabilmeliyiz. Türk-Kürt hiçbir etnik ayrımı yapmaksızın, Alevi-Sünni hiçbir mezhep ayrımı yapmaksızın veya hiçbir alt kimliğe saplanmaksızın yeni bir Türkiye yaratmak için adımlar atabiliriz. Bizim görevimiz bu olmalıdır. Ama maalesef Anayasa'nın rutin olarak çiğnendiği bir düzenden geçiyoruz. Anayasa çiğnenmektedir. Meclisimizin seçilmiş bir üyesi şu anda fiilen Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına rağmen cezaevinde tutulduğu için gelip burada görevini yapamamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) defalarca kez verdiği kararlar ısrarla uygulanmamaktadır. Hukuk devleti yerle bir edilmiştir. Adeta muhalif saydıkları kişilere dönük olarak bir düşman hukuku uygulanmaktadır. Ceza usul hukuku ayaklar altındadır, hukuk devleti ayaklar altındadır. Kayyım uygulamalarıyla milli iradeye müdahale edilmekte, saldırılmakta ve halk iradesi hiçe sayılmaktadır. İçi boş dosyalar üzerinden belediye başkanları cezaevine konulmaktadır ve bu yönüyle halk iradesi gasbedilmekte, hepsinden de önemlisi siyaset maalesef yargı sopasıyla dizayn edilmeye çalışılıyor" dedi.
GÜL: "TERÖRSÜZ TÜRKİYE BİR MİLLET PROJESİDİR"
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül ise dünyanın çalkantılı bir dönemden geçerken Türkiye'nin tarihi bir kararın eşiğinde olduğunu vurguladı. Gül, huzur, barış ve güvene dayalı bir gelecek inşa etmek istediklerini aktararak, "Terörsüz Türkiye bir millet projesidir. Milletimizin besleyip büyüttüğü bir özlemdir. Bu topraklarda yaşayan her bir ferdin talep ve beklentisidir. Bu proje emperyalizmin oyunlarını boşa çıkaran bir adımdır. Emperyal güçlerin bölgedeki çıkar hesaplarına karşı Türkiye'nin ilk duruşunun bir tezahürüdür. Bu hedefin gerçekleşmesinde devletin kararlılığı ve siyasetin sahiplenmesi çok önemli bir eşiktir. Siyaset kurumumuzun bu konuda pozitif tutumu olması da bu süreçteki önemli kaldıraçtır. Sürecin Yüce Meclis çatısı altında yürütülmesi demokratik bir zemine kavuşmasıdır. Temsilin ve vekaletin olduğu yerde meşruiyet de vardır. Seçmenlerin kahir ekseriyetinin temsil edildiği, demokratik temsil kabiliyeti çok yüksek bir Meclis'te, böyle bir heyetin süreci sahiplenmesi Türk siyasi tarihimiz ve devlet pratiğimizde önemli bir örneklik teşkil etmektir. Bu süreç yarım asırlık bir acıyı sona erdirmeyi hedefleyen bir kardeşlik projesidir. Terörün aramıza koyduğu duvarları yıkmak, aynı bayrak altında yeniden kenetlenmek için daha güçlü bir şekilde buluşmak için tarihi bir fırsattır. Farklı siyasi partilere ve dünya görüşlerine sahip olsak da bu Meclis çatısı altında ortak duygularla aynı amaç için bir aradayız" ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, komisyona 5 dakika ara verdi. Aranın ardından yeniden toplanan komisyonda, Meclis'te grubu bulunmayan HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, DP İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş ve Yeniden Refah Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Bekin açıklama yaptı.
DHA
Kaynak: SACITASLAN.COM