Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Güney Kıbrıs'ta hazırlanan yasal düzenlemenin herkesi kapsadığını belirtti.
Yasanın, “Eşdeğerci olup da malını satıncaya kadar” herkesi ilgilendirdiğini belirten Erhürman, Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK) kurulurken ne yapıldıysa şimdi de aynısının yapılması gerektiğini dile getirdi.
CTP’den yapılan açıklamaya göre, katıldığı programda soruları yanıtlayan Erhürman, “Diyalogsuzluğun, diplomasisizliğin, gerçekleşmeyeceğini herkesin bildiği bir çözüm modelini insanlara sunmanın ve ‘çözümsüzlük çözümdür' ” tezini savunmanın sonuçlarının yaşandığını söyledi.
Meclis açılışında yaşananlarla ilgili konuşan Erhürman, Kıbrıs Türk basın mensuplarının Meclis’e alınmamasını ve ev sahibi olan Meclis Başkanı’nın “haberim yoktu” açıklamasını eleştirdi.
“Kimlerin geleceğinden haberi yoksa, buradaki organizasyonun nasıl yapıldığı ortaya çıkar” diyen Erhürman, bu durumun Kıbrıs Türk halkının varlığı açısından “üzücü olduğunu” savundu.
Eğitimde yaşananlarla ilgili de konuşan Erhürman, eğitimde bir kural değişecekse, bunun çok uzun ön çalışmalarının olması gerektiğine dikkat çekti.
Memlekette “hiçbir işin düzgün yürümediğini” savunan Erhürman, “Kıbrıs Türk halkı, Türkiye’deki halkı kardeşi olarak kabul eder. Futbol maçlarında bile bu böyledir. Onların sevinci, bu halkın sevincidir. Buradaki halkın içinde, doğum yeri neresi olursa olsun, herkes vardır. Buradaki halkın kendi kuralları vardır. Bu, çok tartışılacak bir konu değildir. ‘Egemenlik-iki devlet’ diyenlerin bu tartışmayı körüklemesi ise ayrı bir anomalidir” dedi.
-“Değişim zamanı geldi”
CTP Genel Başkanı Erhürman, artık değişim zamanının geldiğini, sokağın bile söylediğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“Mesele bir çözülmedir. Bir çözülme yaşanıyorsa, bunun doğal sonucu değişimdir. Herkes, her şeyin farkında. Bakanlar Kurulu denilen yapıda bazı bakanların olan bitenden bile haberi yok. Pek çok Bakanlar Kurulu toplantısında, bakanların neyin altına imza attığının farkında olmadığını görüyoruz. Her yerde problem var. Her gün daha kötüye gidiyoruz. Bu arkadaşların yönetimde olduğu her gün, bu ülkenin geleceğinden çalınmış bir gündür. Her gün, bulunduğumuz noktanın gerisine düşüyoruz”
-“Mülkiyetle ilgili davalar kaç senedir yoktu?”
Mülkiyetle ilgili soruyu da yanıtlayan Erhürman, “Mülkiyetle ilgili davalar kaç senedir yoktu?” diye sordu ve “Yürüyün de korkmayın” diyerek, bilinçsizce ve plansızca hareket etmenin sonuçlarının yaşandığını söyledi.
Geçmişteki Orams ve Hurma Davalarından örnekler veren Erhürman, “Biraz bilgi sahibiysen, biraz tarihle ilgilendiysen, bütün bunların karşına çıkacağını öngörürdün. Biz bu senaryoları yaşadık. 15 yıl boyunca neden gündemimizde olmayan şeyler şimdi bir anda gündemimize geldi?” diye sordu.
“İskele’de avukat, emlakçı, müteahhit ile ilgili davalar açılıyor ve sen bu davaları Maraş’ta bir şey yaparak engelleyeceğini düşünüyorsun” diye eleştirilerde bulunan Erhürman, “Bu film olmaz, buradan bir şey çıkmaz. Şimdi yaşanan problemlerle alakası yok. TMK ile bu davaların farkını bilmeyen insanlar var. Ortada bitmiş ve zarar veren bir süreç var. Bu ülke yönetilmiyor. Bu film bitti. Halkımıza düşen de bu filmin bittiğini yazan kağıda imza atmaktır” dedi.
“Bu memlekete artık hikaye anlatmaktan vazgeçin” diyen Erhürman, Kıbrıs sorununa bir çözüm bulunacaksa, bunun yolunun; iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon olduğunu söyledi.
Tufan Erhürman, şu ifadeleri kullandı:
“Bu ülkeyi yönettiğini iddia edenler, ülkeyi öyle bir noktaya getirdi ki Hristodulidis, ‘Bunlar çözüm istemiyor, üstelik Rumların mallarını da satıyorlar’ diyor. ‘Ben çözüm isterim, o istemez; ne yapayım, ekonomimi mi durdurayım?’ derken, şimdi cümle tam tersine döndü. Dön bak TMK’ya: Neyin üstüne kuruldu? AİHM’e uygunluk, iki bölgelilik ilkesi, çözüm iradesi… 2004’te ‘evet’ dedim. Buna rağmen, AİHM’e ‘uygun bir komisyon kuruyorum’ dediğimiz için etkin iç hukuk yolu kabul edildi. Şimdi ise çözüm iradem yok, iki bölgelilikten vazgeçtim, AİHM kararlarına da bakmıyorum diyen bir zihniyet var. O yüzden bu noktaya gelindi”
Hristodulidis’in, hukuku siyasetin enstrümanı haline getirdiğini söyleyen Erhürman, hukuku mülkiyette siyasetin aracı haline getirdiği gibi, yükseköğretimde ve turizmde de bunu yapabileceğini söyledi.